Kitap Kurdu Adayına Dostane Öneriler

-Okumak da başka her şey gibi bir egzersiz işidir; ne kadar zaman ayırır ve üzerinde durursanız o kadar alışkanlık haline gelir ve verimli olur.

–Başlangıçta sizi sıkmayan, rahat okuduğunuz metinler seçmeniz iyi olur. Çerez kitapları azımsamayın. Kolay okunan, akıcı, merak uyandıran kitaplarla başlamakta beis yoktur. Pek az insan okumaya Savaş ve Barış’ la başlar. Mesele bu kolay okunan akıcı kitaplara takılıp kalmamaktadır. Bütün ömrünüzü onları okumakla geçirmek çerezle doyup ana yemeği kaçırmaya benzer.

–Okumayı bir test sınavı gibi düşünün: Hani derler ya, “Çözemediğiniz soruyu geçin, vakit kaybetmeyin, vakit kalırsa, geri döner, çözmeye çalışırsınız,” siz de okumakta zorluk çektiğiniz kitapta ısrarcı olmayın, tıkandığınızda zaman kaybetmeyin, zevkle okuyacağınız yeni bir kitaba geçin.

–Bütün kitapları bitirmeye mecbur değilsiniz. Hayat kötü kitaplara harcanamayacak kadar kısa ve değerli. Kitap size kötü/anlaşılmaz/sıkıcı geliyorsa, hakkında başkalarının ne dediğine aldırmaksızın bırakın. Ancak, bir zaman sonra aynı kitabı büyük bir zevkle okumanız da ihtimal dahilindedir. Unutmayın, kitapların da zamanı vardır.

-Sizin gibi insanlar okusun diye yazıldığını iddia eden bir kitabın dili  size anlaşılır gelmiyorsa , sorun muhtemelen yazandadır. Cahil yahut aptal olduğunuz duygusuna kapılmanıza yol açan metinlerden uzak durun, kitabı okumayı bırakın, okumanız çok şartsa aynı konuda daha anlaşılır bir dille yazılmış bir başka esere geçin. Ulu Noam Chomsky “Basit gerçekler; entelektüeller, hükümet temsilcileri ve medya işbirliğiyle ‘ayak takımını’ uzak tutmak için kullanılan anlaşılmaz bir dilin gerisinde gizlenmektedir,” der, zaman zaman bunu hatırlamakta yarar vardır. Ulu Einstein’in “Bir şeyi yalın bir şekilde anlatamıyorsan, yeterince anlayamamışsın demektir,” dediğini de.

–Bir eserin iyi olup olmadığını anlamak için kendi estetik duygunuza da güvenmelisiniz. Bu da estetik duygunuzu geliştirmek için çaba göstermeniz gerektiği anlamına gelir. Başkalarının beğenilerine güvenerek neyin iyi olduğuna karar vermek yerine, kendinizinkini geliştirmeye bakın. Estetik duygusu kaslara benzer, o da tıpkı okuma alışkanlığı gibi çalıştıkça gelişir. Borges, “Çoğu kişinin estetik duygusu o kadar zayıf ki okudukları eserleri değerlendirmek için başka ölçütlere güveniyorlar,” der. Başlangıçta herkes rehberliğe ihtiyaç duyar ama ezel ebed başkalarının beğenilerine mahkûm olmayın.

–İyi yazar yoktur, iyi kitap vardır; iyi yazarlar da kötü kitaplar yazabilir, çünkü yazarlar da insandır ve insanlar kimi zaman tembel, kolaycı yahut aceleci olmaya meyyal varlıklardır. O yüzden sevdiğiniz bir yazarın bir kitabını beğenmediğinizde, kusuru ille de kendinizde aramanız gerekmediği aklınızın bir köşesinde olsun.

–Popüler bilim kitapları candır. Beynimizin nasıl çalıştığını, kadın ve erkek beyninin birbirinden neden ve nasıl farklı işlediğini, aşkın neden acı verdiğini, dünyanın, canlıların ya da insanın evrimsel tarihini, bilinç dediğimiz şeyin sınırlarını, bilinçdışının bize ettiği oyunları vs. öğrenmek çok zevkli ve zihin açıcıdır; üstelik kimi bakımlardan hayatı kolaylaştıran pek çok ipuçları da verebilir size. Hakikaten.

–Kişisel gelişim kitaplarına tu kaka diyenlere kulak asmayın. Kişi gelişebilir bir varlıktır ve kişisel gelişim kitapları da bütün diğer kitaplar gibi ikiye ayrılır: İyi kitaplar ve kötü kitaplar. İyileri size pek çok alanda rehber olabilir; fikirler, yollar, yöntemler ilham edebilir.

–Son olarak; kitap okumak yalnız yapılan bir eylem olduğu kadar, sizi başka kitap kurtlarına bağlayan neşeli, kalabalık, renkli bir uğraştır aynı zamanda. Başka okurlarla temas etmenizi sağlayan sosyal medya grupları, dergiler, siteler vb. kaynakları takip etmenizde, beğendiğiniz kitaplara dair yazarak bu gibi mecralara katkıda bulunmanızda herkes için sonsuz yararlar vardır. Beğendiğiniz kitaplara dair yazılarınızı www.okunasikitaplar.com’a gönderebilirsiniz, örneğin :))

Nuray Önoğlu

Kitapçı, çevirmen.